Serkan GÜNGÖR
Köşe Yazarı
Serkan GÜNGÖR
 

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE SAVAŞ, SEÇİM VE MİSAK-I MİLLİ

Önce İsrail şimdi de Rusya peş peşe uyarılarla vatandaşlarının Türkiye'den ayrılmasını istiyor. İstihbarat teşkilatları oldukça etkili olan bu iki ülke uyarılar yaparken Yunanistan ise boyundan büyük işlere kalkışarak Türkiye'yi siyasi ve askeri olarak kışkırtıyor. Türkiye ise 2023 ve Misak-ı Milliye odaklanmış şekilde savunma sanayi alanında sürekli vites yükseltiyor. Bir taraftan da doğu sınırlarımızda operasyonlar artarak devam ediyor. Böyle bir ortamın seçim zamanına denk gelmesi de oldukça manidar. Recep Tayyip Erdoğan hükümeti, seçim zamanı için böyle bir zemin hazırlıyor diyenler bence büyük bir yanılgı içerisindeler çünkü hükümet böyle bir çaba içerisinde olsa Yunanistan bu oyuna gelerek Türk Hükümetinin ekmeğine asla yağ sürmez. Sonucun kendileri açısından ne kadar ağır olacağını da bildikleri için danışıklı dövüş tarzı bir anlaşma karşılığında bu riske asla girmezler. Böyle bir durumda Yunanistan siyasi hamlelerle Türk Hükümetinin devrilmesine yönelik hamleler yapmayı tercih eder. Ancak bugün bulunduğumuz durumda Yunanistan kendi kontrolünde olan ve bizim Misak-ı Milli sınırlarımız içerisinde olan adalarda ve batı trakyada askeri hamlelerle bize adeta şaşırtıcı şekilde topraklarımızı geri alma fırsatı sunuyor. Herkesin bildiği gibi Yeni Dünya Düzeni, sınırların değişmesini de içeriyor. Bu sınır değişikliklerinin en önemlisi ise elbette Büyük İsrail Devletinin kurulması. Büyük Ortadoğu Projesi işte bu sebeple Yeni Dünya Düzeni planının en önemli parçası. Bu plana göre Suriye hem kuzeyden hem de güneyden ve doğudan ciddi toprak kayıpları yaşıyor. Elbette Amerika ve İsrail kontrolündeki bu projenin Ruslar tarafından karşılıksız olarak kabul edilmesi mümkün değil. Bu karşılığı alabileceği ilk fırsat Ukrayna'ya girmekti ve Rusya proje sahiplerini test etmek için Ukrayna'ya girdi. Ruslar uluslararası bir müdahale olmadan Ukrayna'dan istediklerini alıp sınırlarını genişlettiği takdirde Suriye konusunda biraz daha geride durmayı kabul edecektir. Yani Rusya pastadan istediği payı aldığı sürece bu projeye askeri bir karşılık vermeyecektir. Burada Türkiye'nin stratejik konumu ve izlediği politika oldukça önemli. Amerika her ne kadar Türkiye üzerinde bölme planları yapıyor olsa da kendisi için daha büyük bir risk oluşturacağı için Türkiye'yi Rusya'ya kaptırmak istemiyor ama Yunanistan'ı kullanarak Türkiye'yi ablukaya almaktan da geri durmuyor. Ergenekon, Balyoz, 17-25 Aralık, FETÖ olayları ve nihayetinde 15 Temmuz ile Türkiye'yi test eden Amerika istediği sonucu alamayınca ekonomik savaş ve Yunanistan kozlarını kullanmaya başlayan ABD arka planda Türk Hükümeti ile bir anlaşma da yapmış olabilir. Böyle bir anlaşma Yunanistan'ın ciddi toprak kaybı yaşaması anlamına gelir ki Yunan Parlementosunda bir grup vekil, sonucun böyle olacağına inanıyorlar ve her fırsatta "ABD bizi kandırıyor, ABD bizi savaşa sokacak ama yarı yolda bırakacak" şeklinde açıklamalar yapıyorlar. Peki bu tür bir anlaşma gerçekten yapılmış olabilir mi? Her ne kadar zor bir ihtimal olarak görülsede evet olabilir. Böyle bir anlaşma yok ise ABD yönetimi, Yunanistan - Türkiye savaşı çanlarını çalarak ve ekonomik hamleleri fazlalaştırarak seçimlerde Türk halkının Erdoğan iktidarına son vermesini bekleyecektir. Böyle bir durumda ise Yunanistan adalar üzerindeki hakimiyetini daha da arttıracaktır. Yeni kurulacak Türk hükümeti ise öncelikle ekonomiye odaklanacağı için Türkiye'ye ABD ve Avrupa'dan sermaye girişleri artacak ve ekonomik sıkıntılar ortadan kalkmaya başlayacaktır. Elbette böyle bir durumda da Misak-ı Milli yemini uzun süreliğine tekrar rafa kaldırılacaktır. Bu arada İsrail konusunda şunu da belirtmekte fayda var; İsrail her ne pahasına olursa olsun Türkiye ile sınır komşusu olma amacında çünkü Büyük İsrail Devleti Türk sınırına komşu olmadığı sürece "Büyük İsrail Devleti" olamayacak.  İşte tam bu nedenle Türkiye'nin güneydoğuda Musul, Kerkük, Halep hattına inip Misak-ı Milli sınırlarına erişmesi İsrail'in de kuzeye ilerlemesini sağlayacak. Türkiye ve İsrail ilişkileri de bu sebeple düzelmeye mecburdu ve karşılıklı adınlar atılmaya başlandı. Peki Suudi Arabistan bu planın neresinde derseniz şöyle bir yanıt verebilirim; Suudi Arabistan ABD'nin güdümünde Türkiye'ye gerekli finansal kaynakları yaratmakla ve İsrail - Türkiye işbirliklerini sağlamakla görevli. Aynı zamanda da Suriye ve Irak konusunda Arap dünyasını susturmakla görevli. İran konusunu unutmamak lazım elbette. İran güçlü bir Türkiye istemediği gibi güçlü bir İsrail de istemiyor ancak üzerindeki yaptırımları Türkiye sayesinde azaltabileceğini bilen İran aynı zamanda da Irak toprakları üzerinde istediği hakları elde edebilirse bu plana karşı çıkmayacaktır. Son olarak Çin ise Türkiye üzerinden alternatif bir dağıtım ağı kurup pandemi öncesinde olduğu gibi küresel ekonomiye yön verebildiği sürece Türkiye ile karşı karşıya gelmeyecektir. Tüm bu tespitlere dayanarak önümüzdeki genel seçimin sadece Türkiye'yi değil ABD, AB ülkeleri, Rusya, Çin, İsrail gibi küresel söz sahiplerini de çok yakından ilgilendirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Ekleme Tarihi: 22 Eylül 2022 - Perşembe

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE SAVAŞ, SEÇİM VE MİSAK-I MİLLİ

Önce İsrail şimdi de Rusya peş peşe uyarılarla vatandaşlarının Türkiye'den ayrılmasını istiyor. İstihbarat teşkilatları oldukça etkili olan bu iki ülke uyarılar yaparken Yunanistan ise boyundan büyük işlere kalkışarak Türkiye'yi siyasi ve askeri olarak kışkırtıyor. Türkiye ise 2023 ve Misak-ı Milliye odaklanmış şekilde savunma sanayi alanında sürekli vites yükseltiyor. Bir taraftan da doğu sınırlarımızda operasyonlar artarak devam ediyor. Böyle bir ortamın seçim zamanına denk gelmesi de oldukça manidar. Recep Tayyip Erdoğan hükümeti, seçim zamanı için böyle bir zemin hazırlıyor diyenler bence büyük bir yanılgı içerisindeler çünkü hükümet böyle bir çaba içerisinde olsa Yunanistan bu oyuna gelerek Türk Hükümetinin ekmeğine asla yağ sürmez. Sonucun kendileri açısından ne kadar ağır olacağını da bildikleri için danışıklı dövüş tarzı bir anlaşma karşılığında bu riske asla girmezler. Böyle bir durumda Yunanistan siyasi hamlelerle Türk Hükümetinin devrilmesine yönelik hamleler yapmayı tercih eder. Ancak bugün bulunduğumuz durumda Yunanistan kendi kontrolünde olan ve bizim Misak-ı Milli sınırlarımız içerisinde olan adalarda ve batı trakyada askeri hamlelerle bize adeta şaşırtıcı şekilde topraklarımızı geri alma fırsatı sunuyor. Herkesin bildiği gibi Yeni Dünya Düzeni, sınırların değişmesini de içeriyor. Bu sınır değişikliklerinin en önemlisi ise elbette Büyük İsrail Devletinin kurulması. Büyük Ortadoğu Projesi işte bu sebeple Yeni Dünya Düzeni planının en önemli parçası. Bu plana göre Suriye hem kuzeyden hem de güneyden ve doğudan ciddi toprak kayıpları yaşıyor. Elbette Amerika ve İsrail kontrolündeki bu projenin Ruslar tarafından karşılıksız olarak kabul edilmesi mümkün değil. Bu karşılığı alabileceği ilk fırsat Ukrayna'ya girmekti ve Rusya proje sahiplerini test etmek için Ukrayna'ya girdi. Ruslar uluslararası bir müdahale olmadan Ukrayna'dan istediklerini alıp sınırlarını genişlettiği takdirde Suriye konusunda biraz daha geride durmayı kabul edecektir. Yani Rusya pastadan istediği payı aldığı sürece bu projeye askeri bir karşılık vermeyecektir. Burada Türkiye'nin stratejik konumu ve izlediği politika oldukça önemli. Amerika her ne kadar Türkiye üzerinde bölme planları yapıyor olsa da kendisi için daha büyük bir risk oluşturacağı için Türkiye'yi Rusya'ya kaptırmak istemiyor ama Yunanistan'ı kullanarak Türkiye'yi ablukaya almaktan da geri durmuyor. Ergenekon, Balyoz, 17-25 Aralık, FETÖ olayları ve nihayetinde 15 Temmuz ile Türkiye'yi test eden Amerika istediği sonucu alamayınca ekonomik savaş ve Yunanistan kozlarını kullanmaya başlayan ABD arka planda Türk Hükümeti ile bir anlaşma da yapmış olabilir. Böyle bir anlaşma Yunanistan'ın ciddi toprak kaybı yaşaması anlamına gelir ki Yunan Parlementosunda bir grup vekil, sonucun böyle olacağına inanıyorlar ve her fırsatta "ABD bizi kandırıyor, ABD bizi savaşa sokacak ama yarı yolda bırakacak" şeklinde açıklamalar yapıyorlar. Peki bu tür bir anlaşma gerçekten yapılmış olabilir mi? Her ne kadar zor bir ihtimal olarak görülsede evet olabilir. Böyle bir anlaşma yok ise ABD yönetimi, Yunanistan - Türkiye savaşı çanlarını çalarak ve ekonomik hamleleri fazlalaştırarak seçimlerde Türk halkının Erdoğan iktidarına son vermesini bekleyecektir. Böyle bir durumda ise Yunanistan adalar üzerindeki hakimiyetini daha da arttıracaktır. Yeni kurulacak Türk hükümeti ise öncelikle ekonomiye odaklanacağı için Türkiye'ye ABD ve Avrupa'dan sermaye girişleri artacak ve ekonomik sıkıntılar ortadan kalkmaya başlayacaktır. Elbette böyle bir durumda da Misak-ı Milli yemini uzun süreliğine tekrar rafa kaldırılacaktır. Bu arada İsrail konusunda şunu da belirtmekte fayda var; İsrail her ne pahasına olursa olsun Türkiye ile sınır komşusu olma amacında çünkü Büyük İsrail Devleti Türk sınırına komşu olmadığı sürece "Büyük İsrail Devleti" olamayacak.  İşte tam bu nedenle Türkiye'nin güneydoğuda Musul, Kerkük, Halep hattına inip Misak-ı Milli sınırlarına erişmesi İsrail'in de kuzeye ilerlemesini sağlayacak. Türkiye ve İsrail ilişkileri de bu sebeple düzelmeye mecburdu ve karşılıklı adınlar atılmaya başlandı. Peki Suudi Arabistan bu planın neresinde derseniz şöyle bir yanıt verebilirim; Suudi Arabistan ABD'nin güdümünde Türkiye'ye gerekli finansal kaynakları yaratmakla ve İsrail - Türkiye işbirliklerini sağlamakla görevli. Aynı zamanda da Suriye ve Irak konusunda Arap dünyasını susturmakla görevli. İran konusunu unutmamak lazım elbette. İran güçlü bir Türkiye istemediği gibi güçlü bir İsrail de istemiyor ancak üzerindeki yaptırımları Türkiye sayesinde azaltabileceğini bilen İran aynı zamanda da Irak toprakları üzerinde istediği hakları elde edebilirse bu plana karşı çıkmayacaktır. Son olarak Çin ise Türkiye üzerinden alternatif bir dağıtım ağı kurup pandemi öncesinde olduğu gibi küresel ekonomiye yön verebildiği sürece Türkiye ile karşı karşıya gelmeyecektir. Tüm bu tespitlere dayanarak önümüzdeki genel seçimin sadece Türkiye'yi değil ABD, AB ülkeleri, Rusya, Çin, İsrail gibi küresel söz sahiplerini de çok yakından ilgilendirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetesondakika.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.