Serkan GÜNGÖR
Köşe Yazarı
Serkan GÜNGÖR
 

YA ERKEN SEÇİM YA OHAL!

YA ERKEN SEÇİM YA OHAL!             Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamasıyla birlikte gözler 6’lı masaya çevrilmiş durumda. Ancak 6’lı masa henüz temel ilkeler haricinde tam bir mutabakata varabilmiş değil. Yani 6’lı masanın seçimlere kadar birlikteliği koruyup koruyamayacağı henüz netleşmedi. Kemal Kılıçdaroğlu kendisine çok güveniyor ve Erdoğan’ın karşısına bizzat kendi çıkmak için 6’lı masayı ikna etmenin yollarını arıyor. Ak Parti cephesi ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını dört gözle bekliyor çünkü iktidar kanadı (AKP ve MHP) ciddi oy kaybına uğradıklarının ve bu erimenin hala devam ettiğinin farkında. Kılıçdaroğlu’nun aday olması durumunda ise Erdoğan’ın şansının artacağına inanılıyor. Bu nedenle Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na hem meydan okuyor hem de mezhepsel söylemlerle 6’lı masada bir fikir ayrılığı yaratmak istiyor. Aslına bakarsanız 6’lı masa sadece iktidarı değil muhalefet içerisinde bazı kesimleri  de rahatsız ediyor. Bazı muhalifler 6’lı masanın son saniyede bir başarısızlığa sebep olabileceği görüşüyle B planları üzerinde duruyorlar. Gel gelelim 6’lı masa henüz tam bir mutabakat sağlayıp halkın karşına henüz çıkabilmiş değil ve daha bir süre çıkabilecek gibi de görünmüyor. Bu sürecin uzaması ve 6’lı masanın gerekli karşılığı verememesi ve halka planlarından bahsetmemesi ise 6’lı masanın aleyhine olacaktır. Özellikle seçim güvenliği ve olası sonuçlar sonrası neler yaşanacağını merak eden vatandaşlara 6’lı masa bir açıklama yapmalı ama bu da önce kendi aralarında tam bir mutabakata varmalarına bağlı. Erdoğan ise hem A planını hem de B planını hazırlamış durumda hatta bir de OHAL senaryosu kenarda bekletiliyor. Erdoğan bugüne kadar ki en zor sandık ile karşı karşıya olduğunun farkında. Erdoğan her ne kadar tüm planını kazanmak üzerine kurmuş olsa da gerçeklerin de farkında ve kaybetme senaryosunda da yapılacakları şimdiden belirlemiş durumda. Erdoğan’ın A planı geçici ve göstermelik bir ekonomik ferahlama üzerine kurulmuş durumda. Bu senaryoya göre işçi, memur, emekli ve asgari ücretlilere ciddi maaş artışları sağlanarak esnafa ise yapılandırmalar, kısmi aflar ve kredi destekleri sunulacak. Dövize müdahale edilerek geçici bir ayarlama yapılacak ve ülke ekonomisinin toparlanmaya başladığı imajı verilecek. Aralarda ise çeşitli müjdelerle gündem kontrol altına alınacak. A planında henüz çözüm bulamadıkları kesim ise Z kuşağı. Kürt seçmenin oyunu kaybetmiş olan Erdoğan buna karşılık sandıkta belirleyici olabilecek diğer kesim olan Z kuşağına yönelik bir dizi çalışmanın talimatını da çoktan vermiş durumda. Erdoğan eğer Z kuşağının da oyunu almayı başarabilirse seçim sonuçlarının birbirine çok yakın olacağından emin ve böyle bir durumda da YSK faktörü de düşünüldüğünde seçimin kazananı olarak Erdoğan’ın ilan edileceği çok net. Bu nedenle muhalefetin az bir farkla değil belirgin bir farkla seçimi kazanması gerekiyor. Erdoğan’ın B planı ise seçimin kaybedilmesi durumunda izlenecek yol üzerine kurulu. Seçimlerin kaybedilmesi durumunda A planındaki ekonomik tablonun neticesi olarak muhalefete tam bir enkaz teslim edilecek ve bir yandan da meclis çalışmaları mümkün olduğunca kilitlenmeye çalışılacak. Yargı zaten elinde olan Erdoğan’ın seçimi kaybeder kaybetmez yargılanma gibi bir endişesi de zaten yok. Yeni kadrolar kurulana kadar geçecek zamanda ekonomik sorunlar daha fazla gündem olacağı için bu durum “Erdoğan varken en azından öyle ya da böyle ekonomi yürüyordu ama iktidar değişince sonuç daha kötü oldu…” tartışmalarının başlamasına sebep olacak. İktidar değişikliğinden memnun olmayanlar ise sokakların karışmasına sebep olacak. Bu durumda yeni iktidarda daha düzeni sağlayamadan seçimlerin yenilenmesine zorlanacak. Peki Seçimler Ne Zaman Yapılacak? Öncelikle Erdoğan’ın adaylığını açıklamış olması her halükârda erken seçim yapılacağının ispatı niteliğinde çünkü mevcut yasa gereği Erdoğan’ın erken seçim haricinde aday olması mümkün değil. Göstermelikte olsa seçimlerin öne alınması kesin. Tabi Erdoğan istediği boşluğu yakalayabilirse bir baskın seçim yapılması da mümkün.  Şu anki görünüm seçimlerin normal tarihinden kısa bir süre öncesinde göstermelik olarak çekilmesiyle erken seçim yapılması yönünde. Tabi 6'lı masa tam bir mutabakata varıp Erdoğan hükümetine "Madem adaysın o zaman erken seçim zorunlu, Anayasayı daha fazla çiğneme ve derhal erken seçimi ilan et..." baskısı kurabilirse süreç biraz daha öne çekilebilir. OHAL Senaryosu! OHAL Senaryosu ise A ve B planlarının haricinde hazırda bekletilen ciddi bir senaryo. Bu senaryoya göre Türkiye doğuda Suriye ve Irak hattında operasyonlarını artırırken aynı zamanda da Yunanistan ile Adalar konusu üzerinden bir gerilim başlayacak ve bu gerilim Türkiye ile Yunanistan arasında bir savaşın eşiğine kadar varacak. ABD’nin Yunanistan’daki üsleri, Trakya sınırına konuşlandırılan askeri yığınak ve personel ile Adaların silahlandırılması Ege’de denizde ve havada ciddi gerilimlere sebep olacak. İki NATO müttefiki karşı karşıya gelirken Türkiye ABD’den ya tarafını belli etmesini ya da tarafsız kalmasını talep edecek. ABD tarafsız kaldığını söyleyerek arabuluculuk yapma görünümüne girmeye çalışırken askeri olarak Yunanistan’ı desteklemeye devam edecek. Böyle bir durum Erdoğan hükümeti tarafından Türkiye’de ifşa edilecek ve hem Yunanistan’a hem de Amerika’ya karşı bir milli mücadele havasına girilecek. Bu esnada Suriye – Irak hattında da sıcak gelişmeler yaşanırken PKK ise ülke içerisinde eylemler gerçekleştirecek. Bu eylemlerin bir bölümü ise Ak Parti ve MHP’ye karşı gerçekleştirilecek. Böylece Türkiye hem doğudan hem batıdan sıkıştırılacak. Bu durumda da Türkiye’nin meşru müdafaa hakkı oluşacak ve seçimler ertelenerek OHAL ilan edilecek. Peki Bunlar Tesadüf Olabilir mi? Türkiye doğuda operasyonlarına hız vermeye başladı. Yunanistan tüm ekonomik sorunlarına karşın izahı olmayan bir silahlanma çabasına girdi. Amerika Yunanistan’a Rusya bahanesiyle her türden silah hibesine başladı. Amerika’nın Türkiye’nin kara ve deniz sınırlarında üs sayıları hızla artmaya başladı. Yunanistan Başbakanı Miçotakis ABD Kongresinde Türkiye’ye karşı destek talebinde bulundu ve her cümlesinde alkış yağmuruna tutuldu. Yunan tarafından İstanbul’da köprüleri vurma ve Trakya’yı işgal tehditleri gelmeye başladı. EFES tatbikatı ile Türkiye Yunanistan’a askeri düzeyde sert uyarılarda bulunmaya başladı. Türkiye İsrail ilişkileri en imkânsız dönemde normalleşmeye başladı. Türkiye Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ile diyaloglarına hız verdi ve ülkeler arası anlaşmalar peş peşe gelmeye başladı.  Çok uzun bir aranın ardından Tansu Çiller siyasi olarak ortaya çıktı.   Serkan GÜNGÖR Bilgisayar Yüksek Mühendisi
Ekleme Tarihi: 22 Eylül 2022 - Perşembe

YA ERKEN SEÇİM YA OHAL!

YA ERKEN SEÇİM YA OHAL!

            Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamasıyla birlikte gözler 6’lı masaya çevrilmiş durumda. Ancak 6’lı masa henüz temel ilkeler haricinde tam bir mutabakata varabilmiş değil. Yani 6’lı masanın seçimlere kadar birlikteliği koruyup koruyamayacağı henüz netleşmedi. Kemal Kılıçdaroğlu kendisine çok güveniyor ve Erdoğan’ın karşısına bizzat kendi çıkmak için 6’lı masayı ikna etmenin yollarını arıyor. Ak Parti cephesi ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını dört gözle bekliyor çünkü iktidar kanadı (AKP ve MHP) ciddi oy kaybına uğradıklarının ve bu erimenin hala devam ettiğinin farkında. Kılıçdaroğlu’nun aday olması durumunda ise Erdoğan’ın şansının artacağına inanılıyor. Bu nedenle Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na hem meydan okuyor hem de mezhepsel söylemlerle 6’lı masada bir fikir ayrılığı yaratmak istiyor. Aslına bakarsanız 6’lı masa sadece iktidarı değil muhalefet içerisinde bazı kesimleri  de rahatsız ediyor. Bazı muhalifler 6’lı masanın son saniyede bir başarısızlığa sebep olabileceği görüşüyle B planları üzerinde duruyorlar. Gel gelelim 6’lı masa henüz tam bir mutabakat sağlayıp halkın karşına henüz çıkabilmiş değil ve daha bir süre çıkabilecek gibi de görünmüyor. Bu sürecin uzaması ve 6’lı masanın gerekli karşılığı verememesi ve halka planlarından bahsetmemesi ise 6’lı masanın aleyhine olacaktır. Özellikle seçim güvenliği ve olası sonuçlar sonrası neler yaşanacağını merak eden vatandaşlara 6’lı masa bir açıklama yapmalı ama bu da önce kendi aralarında tam bir mutabakata varmalarına bağlı.

Erdoğan ise hem A planını hem de B planını hazırlamış durumda hatta bir de OHAL senaryosu kenarda bekletiliyor. Erdoğan bugüne kadar ki en zor sandık ile karşı karşıya olduğunun farkında. Erdoğan her ne kadar tüm planını kazanmak üzerine kurmuş olsa da gerçeklerin de farkında ve kaybetme senaryosunda da yapılacakları şimdiden belirlemiş durumda. Erdoğan’ın A planı geçici ve göstermelik bir ekonomik ferahlama üzerine kurulmuş durumda. Bu senaryoya göre işçi, memur, emekli ve asgari ücretlilere ciddi maaş artışları sağlanarak esnafa ise yapılandırmalar, kısmi aflar ve kredi destekleri sunulacak. Dövize müdahale edilerek geçici bir ayarlama yapılacak ve ülke ekonomisinin toparlanmaya başladığı imajı verilecek. Aralarda ise çeşitli müjdelerle gündem kontrol altına alınacak. A planında henüz çözüm bulamadıkları kesim ise Z kuşağı. Kürt seçmenin oyunu kaybetmiş olan Erdoğan buna karşılık sandıkta belirleyici olabilecek diğer kesim olan Z kuşağına yönelik bir dizi çalışmanın talimatını da çoktan vermiş durumda. Erdoğan eğer Z kuşağının da oyunu almayı başarabilirse seçim sonuçlarının birbirine çok yakın olacağından emin ve böyle bir durumda da YSK faktörü de düşünüldüğünde seçimin kazananı olarak Erdoğan’ın ilan edileceği çok net. Bu nedenle muhalefetin az bir farkla değil belirgin bir farkla seçimi kazanması gerekiyor.

Erdoğan’ın B planı ise seçimin kaybedilmesi durumunda izlenecek yol üzerine kurulu. Seçimlerin kaybedilmesi durumunda A planındaki ekonomik tablonun neticesi olarak muhalefete tam bir enkaz teslim edilecek ve bir yandan da meclis çalışmaları mümkün olduğunca kilitlenmeye çalışılacak. Yargı zaten elinde olan Erdoğan’ın seçimi kaybeder kaybetmez yargılanma gibi bir endişesi de zaten yok. Yeni kadrolar kurulana kadar geçecek zamanda ekonomik sorunlar daha fazla gündem olacağı için bu durum “Erdoğan varken en azından öyle ya da böyle ekonomi yürüyordu ama iktidar değişince sonuç daha kötü oldu…” tartışmalarının başlamasına sebep olacak. İktidar değişikliğinden memnun olmayanlar ise sokakların karışmasına sebep olacak. Bu durumda yeni iktidarda daha düzeni sağlayamadan seçimlerin yenilenmesine zorlanacak.

Peki Seçimler Ne Zaman Yapılacak?

Öncelikle Erdoğan’ın adaylığını açıklamış olması her halükârda erken seçim yapılacağının ispatı niteliğinde çünkü mevcut yasa gereği Erdoğan’ın erken seçim haricinde aday olması mümkün değil. Göstermelikte olsa seçimlerin öne alınması kesin. Tabi Erdoğan istediği boşluğu yakalayabilirse bir baskın seçim yapılması da mümkün.  Şu anki görünüm seçimlerin normal tarihinden kısa bir süre öncesinde göstermelik olarak çekilmesiyle erken seçim yapılması yönünde. Tabi 6'lı masa tam bir mutabakata varıp Erdoğan hükümetine "Madem adaysın o zaman erken seçim zorunlu, Anayasayı daha fazla çiğneme ve derhal erken seçimi ilan et..." baskısı kurabilirse süreç biraz daha öne çekilebilir.

OHAL Senaryosu!

OHAL Senaryosu ise A ve B planlarının haricinde hazırda bekletilen ciddi bir senaryo. Bu senaryoya göre Türkiye doğuda Suriye ve Irak hattında operasyonlarını artırırken aynı zamanda da Yunanistan ile Adalar konusu üzerinden bir gerilim başlayacak ve bu gerilim Türkiye ile Yunanistan arasında bir savaşın eşiğine kadar varacak. ABD’nin Yunanistan’daki üsleri, Trakya sınırına konuşlandırılan askeri yığınak ve personel ile Adaların silahlandırılması Ege’de denizde ve havada ciddi gerilimlere sebep olacak. İki NATO müttefiki karşı karşıya gelirken Türkiye ABD’den ya tarafını belli etmesini ya da tarafsız kalmasını talep edecek. ABD tarafsız kaldığını söyleyerek arabuluculuk yapma görünümüne girmeye çalışırken askeri olarak Yunanistan’ı desteklemeye devam edecek. Böyle bir durum Erdoğan hükümeti tarafından Türkiye’de ifşa edilecek ve hem Yunanistan’a hem de Amerika’ya karşı bir milli mücadele havasına girilecek. Bu esnada Suriye – Irak hattında da sıcak gelişmeler yaşanırken PKK ise ülke içerisinde eylemler gerçekleştirecek. Bu eylemlerin bir bölümü ise Ak Parti ve MHP’ye karşı gerçekleştirilecek. Böylece Türkiye hem doğudan hem batıdan sıkıştırılacak. Bu durumda da Türkiye’nin meşru müdafaa hakkı oluşacak ve seçimler ertelenerek OHAL ilan edilecek.

Peki Bunlar Tesadüf Olabilir mi?

  1. Türkiye doğuda operasyonlarına hız vermeye başladı.
  2. Yunanistan tüm ekonomik sorunlarına karşın izahı olmayan bir silahlanma çabasına girdi.
  3. Amerika Yunanistan’a Rusya bahanesiyle her türden silah hibesine başladı.
  4. Amerika’nın Türkiye’nin kara ve deniz sınırlarında üs sayıları hızla artmaya başladı.
  5. Yunanistan Başbakanı Miçotakis ABD Kongresinde Türkiye’ye karşı destek talebinde bulundu ve her cümlesinde alkış yağmuruna tutuldu.
  6. Yunan tarafından İstanbul’da köprüleri vurma ve Trakya’yı işgal tehditleri gelmeye başladı.
  7. EFES tatbikatı ile Türkiye Yunanistan’a askeri düzeyde sert uyarılarda bulunmaya başladı.
  8. Türkiye İsrail ilişkileri en imkânsız dönemde normalleşmeye başladı.
  9. Türkiye Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ile diyaloglarına hız verdi ve ülkeler arası anlaşmalar peş peşe gelmeye başladı.
  10.  Çok uzun bir aranın ardından Tansu Çiller siyasi olarak ortaya çıktı.

 

Serkan GÜNGÖR

Bilgisayar Yüksek Mühendisi

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetesondakika.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.