Tuncer Bakırhan'dan hükümete çağrı: !Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında Kürt sorununu çözün'
Tuncer Bakırhan'dan hükümete çağrı: !Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında Kürt sorununu çözün'
ANKARA (PHA) - Gülbahar SÜNGÜ - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır’dan Ankara’ya uzanan "Demokratik Çözüm ve Özgürlük Yürüyüşü"nün tamamlanmasının ardından hükümete kritik bir çağrıda bulundu. "Türkiye'de hiçbir dönem olmadığı kadar demokratik zemin müsait" diyen Bakırhan, “Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında Kürt sorununun demokratik yollarla çözüldüğü bir zemin için tecridi kaldırın, bu meseleyi diyalog ve müzakere ile çözün” ifadelerini kullandı.
Ankara'da Olgunlar Sokak'ta düzenlenen açıklamaya, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Bektaş ve parti üyeleri katıldı. Basın açıklamasının başlangıç noktası olarak belirlenen TBMM Çankaya Kapısı ve ardından Türkiye Belediyeler Birliği önünde açıklama yapılmasına izin verilmemesi nedeniyle basın toplantısı Olgunlar Sokak'a alındı.
"Türkiye Halkları Barış İstiyor, Sorunun Çözümü İçin Tecrit Kaldırılmalı"
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kürt sorununda çözüm için mevcut koşulların son derece uygun olduğunu belirtti. Bakırhan, sorunun çözümü için Abdullah Öcalan’ın rol alması gerektiğini savunarak, şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Öcalan’ın bu süreçte önemli bir rol oynayacağını belirtiyoruz. Türkiye'de hiçbir dönem olmadığı kadar demokratik zemin müsaittir. Türkiye halkları, emekçileri barış istiyor. Türkiye aydınları, Kürt sorunu demokratik yollarla çözülsün diye grup kurup onlarla yüzlerle açıklamalar yapıyorlar. Artık bu meseleyi sadece duymayan, gözünü kulağını kapatan iktidardır. Buradan iktidara çağrı yapıyoruz. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında Kürt sorununun demokratik yollarla çözüldüğü bir zemin için tecridi kaldırın, bu meseleyi diyalog ve müzakere ile çözün."
"Yüzyıllık İnkar Politikaları Başarısız Oldu"
Tuncer Bakırhan, Kürt meselesinin yüz yıldır inkar ve bastırma yöntemleriyle çözümlenmeye çalışıldığını, ancak bu yaklaşımın sonuç vermediğini ifade etti. "Kürtler var ve yok demekle, cezaevine koymakla bu gerçeği değiştiremezsiniz" diyen Bakırhan, bu sürecin çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi. Bakırhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yüzyıldır Türkiye’de denenmeyen yol ve yöntem kalmadı. 'Kart kurt' denildi, 'Güneş Dil Teorisi' denildi. Gazeteciler faili meçhule gitti. ‘Biz Kürdüz, demokratik çözüm istiyoruz’ diyen siyasetçiler katledildi. Faili meçhul cinayetlere kurban gittiler. Onlarca ayaklanma oldu, bastırmalar ve yok saymalar yaşandı. Ama tüm bu yok sayma, bastırma ve inkar politikalarına rağmen Kürt halkı, 'Biz Kürtüz ve demokratik haklarımızı istiyoruz' demeye devam etti."
"Bu ülkede Taybet Ana’nın cenazesi günlerce sokak ortasında bekletildi, köyler boşaltıldı, yaylalar yasaklandı. 25-30 milyon Kürt, eşit yurttaş olmak, anadilinde eğitim ve haklarının tanınmasını istiyor. Bu isteği görmezden gelmek sorunu çözmüyor. Bu nedenle, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında bu sorunun çözülmesi için tecrit bitmeli, Abdullah Öcalan’ın çözüm sürecine katılımı sağlanmalıdır."
"İmralı Tecridi, Otoriterleşmenin Kaynağıdır"
Basın toplantısında, DEM Parti ve DBP yetkilileri, Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin son bulması gerektiğini vurguladı. DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, İmralı’daki tecridin Türkiye’de hukukun üstünlüğünün askıya alınmasının bir göstergesi olduğunu savundu.
"Uluslararası hukuk, insan hakları ve ulusal hukukun askıya alınması anlamına gelen tecrit, Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye’nin demokrasi, hukuk, adaletten uzaklaşmasının vesikasıdır. Tecritle birlikte Türkiye’de hukuk askıya alınmıştır. İmralı tecridi, otoriterleşmenin ve toplumsal kutuplaşmanın kaynağını oluşturmaktadır. Tecrit, Kürt sorununda çözümsüzlüğü derinleştirmektedir."
"Hukukun üstünlüğü, demokrasinin temelidir" diyen Uçar, Türkiye’de toplumsal barış ve uzlaşmanın sağlanabilmesi için İmralı tecridinin kaldırılması gerektiğini vurguladı.
"Düşüncesi Ne Olursa Olsun, Hukukun Uygulanmasını İstemek Ortak Paydamızdır"
Basın açıklamasında yer alan diğer önemli bir vurgu, hukukun üstünlüğü ilkesine yapılan atıftı. Uçar, mutlak tecride karşı sessiz kalmanın demokrasiden uzaklaşmayı ve savaş politikalarını onaylamak anlamına geldiğini belirtti.
"Bugün mutlak tecride karşı olmak, hukuksuzluklara karşı olmak, barışı ve demokrasiyi savunmaktır. Toplumsal uzlaşı ve barış, temel hak ve özgürlüklerin sağlanmasından geçer. Aydınlar, yazarlar ve bilim insanları, Türkiye halklarının demokratik bir arada yaşamı için tarihsel bir sorumlulukla karşı karşıyadır. Düşüncesi ne olursa olsun, hukukun uygulanmasını istemek ortak paydamızdır."
"DEM Parti'den Hükümete Tecrit Çağrısı"
DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Bektaş, yürüyüş boyunca halkın ve aydınların taleplerinin dile getirildiğini belirtti. "Türkiye’yi aydınlığa çıkaracak olan bu yürüyüşteki taleplerdir" diyen Bektaş, mutlak tecridin son bulmasını istedi.
"Tecrit, bütün ısrarlara, taleplere ve direnişlere rağmen devam ediyor. Türkiye'nin huzura ve barışa ihtiyacı var. İktidarın bu talepleri daha fazla görmezden gelmemesi gerekiyor. Aydınlardan, yazarlardan ve toplumun farklı kesimlerinden gelen bu talebe kulak verilmelidir."
Sonuç: "Cumhuriyet'in İkinci Yüzyılında Kürt Sorunu Çözülsün"
DEM Parti'nin “Demokratik Çözüm ve Özgürlük Yürüyüşü”, Olgunlar Sokak’ta sona erdi. Yürüyüş boyunca DEM Parti yetkilileri, Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin son bulması, Kürt sorununda diyalog ve müzakerenin yeniden başlaması gerektiğini vurguladı.
Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan, son olarak hükümete şu çağrıyı yaptı:
"Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında Kürt sorununun demokratik yollarla çözüldüğü bir zemin için tecridi kaldırın, bu meseleyi diyalog ve müzakere ile çözün."
Kaynak : PHA
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.