Serkan Ramanlı: 'Şiddet, Kürtlerin meşru haklarına kavuşması önündeki en büyük engel' - Videolu Haber
Serkan Ramanlı: 'Şiddet, Kürtlerin meşru haklarına kavuşması önündeki en büyük engel' - Videolu Haber
ADIYAMAN (PHA) - HÜDAPAR Genel Başkan Yardımcısı ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, partisinin Adıyaman’daki ziyaretinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Anayasa değişikliği, Kürt meselesi, çözüm süreci, mülteci politikası ve DEM Parti ile olan ilişkileri hakkında önemli açıklamalarda bulunan Ramanlı, Türkiye’nin geleceği açısından kritik olan bu meselelerdeki parti tutumlarını ve çözüm önerilerini detaylı bir şekilde ortaya koydu.
Ramanlı, özellikle anayasadaki değişikliklere dair partisinin görüşlerini, Kürt meselesinin çözümüne dair önerilerini ve silah bırakma sürecinin nasıl bir yeri olduğunu ayrıntılı bir şekilde açıklayarak, çözümün sadece şiddetin sonlandırılmasından ibaret olmadığını vurguladı.
Anayasa Değişikliği Tartışmaları ve HÜDAPAR’ın Görüşleri
Son dönemde Türkiye’de yeniden gündeme gelen anayasa değişikliği tartışmalarına dair konuşan Serkan Ramanlı, mevcut 1982 Anayasası'nın toplumsal barış ve eşitlik sağlama konusunda yetersiz kaldığını belirtti. “Bu anayasa, toplumsal huzuru sağlamıyor ve temel hakları garanti altına almıyor. Dolayısıyla bu anayasa değişmeli” diyen Ramanlı, yeni anayasa taleplerine ilişkin şunları söyledi:
“Temel hak ve özgürlükleri garanti altına alan, adil ve eşit bir anayasa şart. Bu anayasa, halkın farklı kesimlerinin eşit haklardan yararlanmasını sağlamalı. Toplumun tüm bireyleri arasında ayrım yapmayan bir anlayışla hazırlanmalı. Elbette ki Kürtler ve diğer etnik grupların da kendi kimliklerini ifade edebilmesi ve haklarının korunabilmesi için bu anayasa değişikliği büyük önem taşıyor.”
HÜDAPAR olarak, Kürt meselesine ilişkin özellikle dil, kimlik ve bölgesel kalkınma konularına odaklandıklarını belirten Ramanlı, ana dilde eğitimin insan hakları ve fıtri bir hak olduğunu vurguladı. “Her bireyin kendi ana dilinde eğitim alması, hem insanî hem de İslamî bir haktır. Bu, sadece bir azınlık hakkı değil, tüm vatandaşlar için geçerli bir taleptir” dedi.
Ramanlı, mevcut anayasa düzeninde tek tipleştirici bir anlayışın hâkim olduğuna ve bunun Türkiye’nin çok kültürlü yapısına zarar verdiğine dikkat çekti. “Türkiye, sadece Türklerden ibaret bir ülke değil. Çerkez, Laz, Kürt, Arap ve diğer etnik gruplar da burada yaşıyor. Bunların hepsi eşit haklara sahip olmalı. Herkesi tek bir etnisiteye bağlamak ve sadece Türkçe dilini öğretmek doğru değil. Bu, anayasa değişikliğiyle birlikte ortadan kaldırılmalıdır” diyerek, toplumsal barış ve huzurun sadece farklılıkların kabulüyle sağlanabileceğini ifade etti.
Suriye’deki Durum ve Mülteci Politikası
Suriye’den gelen milyonlarca mülteci konusunda HÜDAPAR’ın yaklaşımını da açıklayan Serkan Ramanlı, Suriye’nin güvenli bir ülke haline gelmesiyle birlikte, burada yaşayan Suriyelilerin kendi ülkelerine dönebileceğini söyledi. “Suriye normalleşirse ve orada barış egemen olursa, buradaki Suriyelilerin büyük çoğunluğu ülkelerine dönecektir. Ancak burada doğup büyüyen ve Türkiye’ye entegre olan Suriyeliler için farklı bir durum söz konusu olabilir” dedi.
Ramanlı, Türkiye’nin mülteci politikalarında insani bir yaklaşım sergilediğini, bazı kesimlerin ise mülteci karşıtlığı üzerinden siyaset yaptığını belirtti. “Suriye'deki iç savaşın son bulmasıyla, burada misafir olarak bulunan Suriyelilerin kendi ülkelerine dönmeleri sağlanabilir. Bu bir süreç olacak ve belki de yüzde 100 geri dönüş olmayacak, ancak Suriye’nin güvenli hale gelmesi bu geri dönüşü mümkün kılacaktır” diye konuştu.
Kürt Çalıştayı: Hedefler ve Katılım
Serkan Ramanlı, 15-16 Şubat tarihlerinde düzenleyecekleri Kürt Çalıştayı hakkında da detaylı bilgiler verdi. Çalıştayın amacının, Kürt meselesinin sadece terör ve güvenlik bağlamına indirgenmemesi gerektiğini ifade eden Ramanlı, “Kürt meselesi çok boyutlu bir sorundur ve sadece silahların bırakılmasıyla çözülmesi mümkün değildir. Bizim hedefimiz, bu meselenin sivil bir siyasetle çözülmesi gerektiğini savunmaktır. Kürtlerin haklarının tanınması ve bu hakların meşru bir zeminde talep edilmesi önemlidir” şeklinde konuştu.
Ramanlı, çalıştaya farklı siyasi görüşlerden, akademisyenlerden, yazarlar ve aktivistlerden geniş bir katılım beklediklerini belirtti. “Çalıştayda, sadece kendi fikirlerimizi değil, diğer fikirleri de dinleyeceğiz. Çünkü çözüm ancak farklı görüşlerin bir araya gelerek tartışılmasıyla bulunabilir” dedi. Çalıştayın, Kürt meselesinin çözümünde yeni bir perspektif sunmayı hedeflediğini ifade eden Ramanlı, şiddetle çözüm arayışının sona erdiği bir dönemde, sivil siyasetin rolünün daha fazla görünür kılınması gerektiğini vurguladı.
Çözüm Süreci ve DEM Parti İle İlişkiler
Ramanlı, geçmişte Kürt meselesinin çözüm sürecinde yaşanan hatalarla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. “Örgüt, Kürtlerin tek temsilcisi olarak kabul edilemez. Bu büyük bir hata oldu. Ayrıca Kürtlerin hakları, silah bırakma şartına bağlanarak bir çözüm arayışı kabul edilemez. Bu süreçte dersler alındığını ve bu hataların tekrarlanmayacağını düşünüyoruz” dedi.
DEM Parti ile olan ilişkilerine dair soruları yanıtlayan Ramanlı, HÜDAPAR’ın her zaman diyalog kapısını açık tuttuğunu belirtti. Ancak “HÜDAPAR, Kürtlerin ve Türklerin tamamını temsil eden bir parti değildir. Bu nedenle çözüm sürecinde tüm meşru aktörlerin yer alması gerektiğini savunuyoruz. DEM Parti ile de bu süreçte görüşmeler yapılabilir” dedi.
Yeni Bir Umut: Sivil Siyaset ve Diyalog
Son olarak, Ramanlı, çözüm sürecinin yeniden silah ve şiddet ekseninden çıkarılması gerektiğini ve sivil siyasetin ön planda olması gerektiğini belirtti. “Şiddet, hem Türkiye’nin huzurunu bozuyor hem de Kürtlerin meşru haklarının kabul edilmesinin önünde büyük bir engel oluşturuyor. Bizim amacımız, çözüm sürecini tekrar sivil bir zemine taşımaktır. Herkesin hakları eşit şekilde güvence altına alınmalı” diyerek, şiddetin çözümsüzlük yaratan bir çıkmaz olduğunu ifade etti.
Kaynak : PHA
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.