MİLLİYETÇİLERİN 2023 HEDEFİ VAR MI?
Bütün dünyada yeni bir milliyetçilik geliyor, eskisinden daha güçlü, daha sert ama daha şaşkın!
Küresel sistemin düzenine tepkiler her yerde çoğalıyor. Asıl sorun bu tepkilerin nereye nasıl evirileceğidir.
Küresel krizlerin yarattığı altüst oluşlar çağında milliyetçilik, sadece bir savunma mekanizması olarak mı kalacak? Yoksa, yeni bir düzenin inşasında akılcı bir yol izleyerek gerçekçi bir başarıya öncülük mü yapacak?
Milliyetçiliğin karşılaştığı en tehlikeli tuzaklardan biri nostalji hastalığına yakalanma riskidir. Bu hastalık gelecek tasavvuru ve vizyonunu ıskalamaya sebep olabilir.
Sistemin köpürttüğü (zaten var olan) güvenlik endişelerine, milliyetçiliği ve milliyetçileri adeta devletin meşru otoritesinin taşeronu olarak kullanmak istemesidir.
Hamaset söylemleri ve bayrak sallamalarının dışında, milli güvenliğin ötesinde; milliyetçiliğin eğitim, sağlık, sosyal, kültürel ve refah sistemi geliştirmesi şarttır.
Sorunları kapsamlı ve derinlikli kavramalıyız.
Görüntü çağı milliyetçiliğinden halkın (milletin) bilincine giden milliyetçiliğin yolunu bulmalıyız.
Küresel kapitalist liberal finans sistemi (kısaca sistem) milliyetçiliğe dört cepheden saldırmaktadır.
Milliyetçiliği yok ederek, dünyanın cennete döneceğini iddia eden liberalizmin bu tezi çökmüştür. Milli bağların zayıflaması ulusal birliği bozarak, kabile anarşisinin ortaya çıkmasına sebep olduğu sosyolojik bir gerçektir.
Milliyetçilik etnik ayrımcılığının (ırkçılığın) ne dengi ne de karşıtıdır. Milliyetçilik aynı zamanda din(sel) veya mezhepsel bir ideolojinin dengi ve karşıtı da değildir.
Sistem, milliyetçiliği “şeytanlaştırarak”, kötücül versiyonunu gösterime sunmaktadır.
Sistem, milliyetçiliği ve milliyetçileri başkalarını düşmanlaştırmada ve ötekileştirmede bir araç olarak kullanmaktadır.
En önemlisi üniter, ulus devletlerin demokrasilerini derine gömerek ülkelerin karar süreçlerine daha rahat nüfuz edebilmektedirler.
Sistem, ülkelerin siyasetinin hem merkez sağına hem de merkez soluna yeni ödevler vererek onları oyalamaktadır. Milliyetçiliği merkezin hem soluna hem sağına yedeklemek suretiyle iktidardan uzak tutmaya çalışmaktadır.
Meseleye aynı zamanda büyük resimden bakabilmeliyiz.
Milliyetçiler yeni bir yola çıkmadan önce bencillikten uzak samimi bir özeleştiri yapmalıdır.
Korku, şiddet, nefret ve öfkeye esir olmadan sevgiyi öne çıkararak.
Kaybolmuşluk ve yerinden edilmişlik hissine kapılmadan değerlendirme yapmalıyız.
Milliyetçiliğin “yeni eksen” çağının hattını hep beraber çizmeliyiz.
Milliyetçiliğin sivil yanını daha da güçlendirmek doğru bir hamle olacaktır.
Demokrasi ile milliyetçilik hiçbir dönem birbirine bu kadar yakın olmamıştır.
Demokrasinin öznesi halk milliyetçiliğin öznesi ise millettir. Millet ile halk kavramlarını bu anlamda birbirinden ayırmak mümkün değildir.
Yeni milliyetçiliğimizin yelkenlerini kendi rüzgarımızla doldurmalıyız.
2023’ e giden yolda milliyetçilerin bir iktidar programı var mı?
Başta ekonomi olmak üzere halkın “sorunlar envanteri” hakkında bir çözüm paketiniz var mı?
Her Türk vatandaşının insanca yaşamı için ihtiyaç duyulan “temel geliri” garanti ederek refah toplumunu oluşturmalıyız.
Hikayesi biten merkez sağın, tatmin edici bir hikaye yazamayan merkez solun karşısında, milliyetçilerin kendi program ve hikayelerini yazmaları şarttır.
Donanımı ve yazılımı milli olan kadroların 2023’te devlet yönetiminde etkili olmaları elzemdir.
Zamanın ruhu milliyetçiliğin iktidarını işaret ediyor fakat biz hazır mıyız?
Fuat ÇAKIROĞLU