Kamuoyunda FETÖ’nün Belediyeler İmamı olarak bilinen Erkan Karaaslan her seferinde yakalanıyor ve bir süre sonra serbest bırakılıyor. Sayıştay raporlarıyla da sabit, başta Beylikdüzü belediyesinin o zamanki başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere, Erkan Karaaslan'a belediyelerce yazılım-danışmanlık adı altında ödenen milyonların hesabı sorulmuyor. Yine ne hikmetse, kimsenin aklına;  FETÖ’nün, Erkan Karaaslan’ın şirketleri aracılığıyla kurumlara çok yüksek meblağlarla kurduğu yazılımları denetlemek ve bu yazılımları ortadan kaldırtmak gelmiyor.  
FETÖ’nün en önemli kaynağı “Bilgi”dir. FETÖ palazlanmadan önce küçük bir grup olarak önce dini hassasiyetleri pazarlayarak finansman elde etti. Bu finansmanı ise bilgiye erişmek için kullandı. Bilgiye erişerek sınav sorularını elde etti, o sorularla adamlarını istedikleri noktalara yerleştirdi, ihale dosyalarına erişerek ihalelere fesat karıştırdı, hataları buldu şantaj yaptı, kendi hukuksuzluklarının delillerini kararttı… Kısacası FETÖ “Bilgi”nin önemini çok iyi anladı ve “Bilgi”yi çok iyi kullandı. Bu sayede de bu kadar palazlandı.
Hiç şüphesiz ki 15 Temmuz 2016 tarihi Türk Milleti ve Türk Devleti açısından çok önemli bir dönüm noktasıydı. Devlet, yaşadığı onca hain girişimlere rağmen tehlikeyi henüz tam olarak bertaraf edemedi. FETÖ’ye karşı yapılan onca temizlik girişimine karşın FETÖ bugün halen çok kuvvetli ve hala Türkiye’nin karşısındaki en büyük tehlike.

Peki nasıl?
Bunun cevabı da yazımızın başında bahsettiğimiz gibi “Bilgi”. FETÖ’nün Bilgi’ye erişimi kesilmedikçe FETÖ tehlikesi asla son bulmayacaktır.
Bilgi’ye erişimin en önemli ayaklarından biri de belediyelerdir.

FETÖ, belediyelere önce danışman olarak sonrada tedarikçi olarak girdi. Bu tedariklerin başında da elbette Yazılım Hizmetleri geliyor. Özellikle Elektronik Belge Yönetim Sistemi ve Kent Bilgi Sistemi yazılımlarını bağlantılı oldukları tüm belediyelere kuran FETÖ, bu sayede özellikle imar ve mali konularda tüm bilgi ve belgelere tek tuşla erişebilirken Elektronik Belge Yönetim Sistemi üzerinden de tüm iç ve dış yazışmaları görme imkânına sahip oluyor.
Aynı zamanda bu yazılımların kurulduğu belediyelerin Bilgi İşlem Müdürlüklerinde istedikleri pozisyonlara kendi adamlarını yerleştirerek operasyonlarını çift taraflı olarak gerçekleştiriyorlar.
FETÖ’nün, Belediyeler İmamı olan Erkan Karaaslan’ın da bağlantılı olduğu birçok belediyenin EBYS yazılımına sahip olmasına rağmen Erkan Karaaslan’ın sahibi/ortağı olduğu şirketlerden EBYS/KBS gibi yazılımları yeniden satın aldıkları defalarca kez müfettişlerce tespit edildi.

FETÖ bağlantılı bu yazılımların alım aşamasında komisyon başkanları ve üyelerinin de yazılımın temin edildiği firmadan o belediyeye geçerek çalışmaya başlayan kişiler olduğunu daha önce belgeleriyle ortaya çıkarmıştık.
Bu arada EBYS yazılımları üzerine uzman olan ve şu an yurtdışında çalışan yazılımcı bir arkadaşımızla yaptığımız sohbette arkadaşın anlattıkları gerçekten dehşet vericiydi. EBYS yazılımının sektörel olarak FETÖ tarafından ele geçirildiğini, normal koşullarda yetkisiz erişimin kurum içerisinden bile mümkün olmamasına karşın FETÖ bağlantılı firmalardan alınan yazılımlara kurum dışından bile erişimin mümkün olduğunu detaylarıyla anlattı. EBYS üzerinde evraklar üzerinde hiçbir tahribat yapılması mümkün değilken FETÖ bağlantılı firmalardan alınan yazılımlarda bunun mümkün olduğunu da anlatan arkadaşımız çok daha vahim bir konuya da değindi. Başlarını derde sokmak istedikleri memur, amir ve müdürlerin dijital ortamdaki yetkilerini habersizce kullanarak hukuksuz girişimlerde bulunan FETÖ, günahsız memurlardan da bu sayede kurtulmanın yolunu bulmuş.
Yaklaşık 220 belediyenin bugün halen kullandığı bu yazılımlara dışarıdan erişim imkânı bulan FETÖ, sanal ortam üzerinde adeta at koşturuyor. Gerektiğinde istihbarat sağlıyor, gerektiğinde finansman sağlıyor, canı istediğinde memurların başını yakıyor, istediği kadrolar boşalınca da istediği kişileri bu kadrolara yerleştirmeye devam ediyorlar. Devlet bu konuya el atmadığı sürece de FETÖ sanal alemde at koşturmaya, tüm bilgilere hakim olmaya devam edecek.