ADALAR'I DA CHP'Yİ DE MAHVETTİLER! TELE 1 BİLE HABER YAPTI.

Adalar Beledyesi maalesef skandal üstüne skandal yaratmaktan vazgeçmiyor. Tam doğru bir icraatlarını görüp tebrik ve teşekkür ediyoruz ama hemen peşinden bir skandal daha patlak veriyor. Aslında bu skandal yeni bir olay değil lakin CHP'li Adalar Belediyesi'nin akıl tutulması yaşayan ve Adalar'ı adeta talan eden başkanı ve başkan yardımcısı artık hem Adalar'ı hem de CHP'yi mahvettiği için Tele 1 gibi muhalif bir kanal bile isyan ederek haber yapıyor. Tele 1'in haber yapmış olması durumun ne kadar vahim olduğunun açık bir göstergesidir. Gel gelelim Adalar Belediyesi Başkan Yardımcısı Engin Çelik hiç utanmadan, sıkılmadan ve gayet pişkince yalanlarını Tele 1'e sıralamaktan geri kalmamış. 

Konu Heybeliada Aqua Green Beach adıyla faaliyet gösteren ve Adalılar tarafından Sadık Bey Plajı olarak bilinen, adanın en eski plajlarından biri. Adalar SİT alanı olmasına rağmen bu plaj alanında son yıllarda gözle görülür değişiklikler yaşamaya başladı. Fakat son iki yılda yapılanlar ise hakikaten akıl alacak cinsten değil. Adeta sıfırdan kurulan bu tesis büyük bir şantiye alanına çevrilmişti ve çok ciddi inşaat faaliyetleri yapılmıştı. Hatta bu konuyu o dönemde Ada Gazetesi de gündeme getirmiş ancak bu haber Adalar Belediyesi tarafından görmezden gelinmişti. Tesisin bugünkü durumuna bakıldığında ise 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, 775 sayılı Gecekondu Kanunu, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili Kararnamelere aykırılıklar olduğu açıkça görülmektedir. Yapılan şikayetlere aldırış etmeyen Adalar Belediyesi bu yerle ilgili olarak diğer mesuliyet sahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni de yanlış yönlendirerek İBB'nin de suça göz yumduğu kanaatinin oluşmasına sebep oldu. Adalar Belediye Başkan Yardımcısı Engin Çelik ise Tele 1 kanalına verdiği röportajda bu yerle ilgili kendilerinin bir hatası olmadığını, bu alanın bir önceki dönemin İBB yönetimi zamanında yapıldığını söyleyerek kendi suçlarını bir önceki dönemin Ak Partili İBB yönetimine atmaya çalıştığı görüldü. Bölge Koruma Kurulu tarafından tesise verilen 6 aylık sürenin dolmasını beklediklerini belirten Engin Çelik duruma göre gerekli işlemlerin yapılacağını söyledi.

Bu süreçte yaşananlar ise çok ciddi iddiaları gündeme getirmiş durumda. İnşaatın durdurulması sonrasında Erdem Gül ve Engin Çelik'in işletme sahipleriyle pazarlık masasına oturarak birçok maddi talepte bulundukları, bu sayede Erdem ve Engin Beylerin maddi durumlarında sebepsiz zenginleşmenin oluştuğu ayrıca Belediye yapıyormuş gibi gösterilen birçok davet ve organizasyonun da bu kişilerden sağlanan maddi kaynaklarla yapıldığı ve Engin Çelik'in bir sonraki yerel seçimlerde Adalar Belediye Başkan Adayı olabilmesi için hem siyasi destek hem de aday yapılması durumunda seçim kampanyası için gerekli maddi desteğin sağlanması talebinde bulunduğu iddiaları Adalarda büyük huzursuzluk yarattı.

Şimdi size olayın doğrusunu özetleyelim; Plajı işleten şirket inşaat faaliyetlerine başlamadan önce yapmak istedikleri projeyi o dönem bazı ilgili yöneticilere sunuyorlar. (Bu arada işletme sahibi başta Heybeliada olmak üzere Adalar'a birçok hibe ve destek sağlamış olan ve adalılarca sevilen bir kişi. Özellikle sportif faaliyetler için ciddi desteklerde bulunması ve adalı gençleri spora yönlendirmesi ayrıca birçok genç için istihdam imkanı sağlaması da takdirle karşılanan biri.) Bu projeyi gören ilgili yöneticiler Adalar'ın SİT alanı olması ve bu projenin kanunen yapılmasının mümkün olmaması sebebiyle işletmecinin basit onarım izni alması için işletmeyi yönlendiriyor. Haliyle işletme sahibi de basit onarım izni alarak önce genel bakım ve tamir işlerine başlıyor. Bir süre sonra gelen şikayetleri bahane eden Adalar Belediyesi'nin çiçeği burnunda yöneticileri sırf pazarlık masasına çekebilmek için inşaatı göstermelik olarak durduruyorlar. Yani şikayetler kimsenin umrunda değil ve sadece bahane olarak kullanılıyor. Hatta bu süreçte şikayetçilerin isimlerinin bazı meclis üyeleri tarafından deşifre edildiği de iddia edilmişti. İşletme sahibi olan şirket doğal olarak masaya oturuyor ve talepleri soruyor. İşletme sahibi olan şirket zaten kanunen yapılabilecek ne varsa yapılmasını istiyor ve gerekli vergi, harç, vb. tüm ödemeleri yapma niyetindeler. Erdem Gül konuyu Engin Çelik'e ve bir meclis üyesine bırakıyor yani tam olarak Engin Bey'in istediği ortam oluşuyor. Engin Bey ve diğer meclis üyesi bu konuyla özel olarak ilgileniyorlar ve inşaat faaliyetinin yeniden başlamasını sağlıyorlar. Ancak yapılan inşaat faaliyetleri o kadar büyük ki çıkarma gemileri, kamyonlar, vs. derken olay bildiğiniz sıfırdan tesis kurmaya kadar gidiyor. Sonuç olarak inşaat tamamlanıyor ve tesis bugünkü haline geliyor. Tesisi işleten şirketin sahibi doğal olarak tüm bu inşaat faaliyetlerini Adalar Belediyesi yöneticilerinin bilgisi ve yönlendirmesi sonucunda yapıyor yani Adalar Belediyesinden habersiz bir çivi dahi çakılmamış. Basit bir örnek vermek gerekirse Büyükada'nın en sapa noktalarından birindeki evin paslanmış demir profilinin boyandığından bile haberdar olup daha önce kendi izin verdiği yere sırf sahibine istediklerini yaptırabilmek için yasal işlem yapan Adalar Belediyesi Heybeliada'daki bu koskoca tesiste yapılanlardan da an be an haberdardı. Adalar Belediyesi bu yer ile ilgili İBB'yi de yanlış bilgilendirerek İBB yönetiminin de zan altında kalmasına sebep oldu. Konu, Tele 1 gibi CHP yanlısı bilinen bir kanalda haber yapılınca Adalar Belediyesi'nin şahsi menfaatlerini her şeyden önde tutan iki yöneticisi Erdem ve Engin Beyler yüzünden doğal olarak İBB ile birlikte CHP de zarar gördü.

Yukarıda bahsettiğim maddi konularla ilgili iddiaların ne kadar doğru olduğunu bilmesekte olayın yaşanış biçimi, inşaatın önce durdurulup sonra yeniden başlamasına izin verilmesi, adeta sıfırdan kurulan tesisin inşaat bitene kadar görülmemiş olması, vatandaşlardan gelen şikayetlerin dikkate alınmaması, tesisi işleten şirketin bir güvence almadan bu kadar büyük bir yatırım yapma riskine girmeyecek olması, Belediye Başkanı ve Başkan Yardımcısının gizemli maddi durumları ve Engin Çelik'in Tele 1'e verdiği röportajdaki göz kaçırmaları, yutkunarak konuşması ve vücut dilinin yalan söyler nitelikte olması ortada büyük bir hatanın olduğunu ve bu hatayı yapanların işletme sahipleri değil bu inşaata göz yumanların suçu olduğunu düşündürüyor. 

TELE 1 haber vieosuna aşağıdaki bölümden ulaşabilirsiniz.

Serkan GÜNGÖR