ADALAR BELEDİYESİ'NDE BİR SKANDAL DAHA! GÖZ GÖRE GÖRE KAMU ZARARI OLUŞTURUYORLAR!

Bildiğiniz gibi Adalar ilçesinde Adalılar için en büyük sorunlardan bir tanesi de deniz ve plaj sorunu. Bu sorun son yerel seçim döneminde de gündeme gelmiş ve hatta şu an Adalar Belediye Başkanı olan Erdem Gül, Adalara deniz getireceği taahhüdünde bulunarak vatandaşlardan oy istemişti. Bu vaadini Halk Tv başta olmak üzere katıldığı tv programlarında ve çeşitli gazetelerde de sıkça dile getirmiş olan Erdem Gül maalesef görev süresinin ilk 3 yılında bu vaadini yerine getirmedi. Şu an Belediye Başkanı olarak 4. yılına giren Erdem Gül bu defa verdiği taahhüdü yerine getirmek üzere daha önce de birçok defa gündem olan ve müfettiş raporlarına da yansıyan Aya Nikola "Belediye" Plajını yeniden hizmete sunmak için çalışmalara başladı.

Gel gelelim Adalar Belediyesi birçok işte olduğu gibi bu işi de daha başlamadan eline yüzüne bulaştırdı. Neden ve nasıl dediğinizi duyar gibiyim. Olayı size kısaca özetleyeyim;  Büyükada Aya Nikola mevkiinde bulunan ve geçtiğimiz yıllarda da Adalar Belediyesi adına işletilen Büyükada Maden Mahallesi 65/4 parselde bulunan alan Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait bir alan. Bu alan yıllardır Adalar Belediyesi'nin Vakıflar Genel Müdürlüğünden çok cüzi bir miktar karşılığında kiralayarak elinde tuttuğu bir yer. (Kira bedeli öğrendiğimiz kadarıyla aylık 3.000 TL)

Şimdi yaşanan olaya bakın; Vakıflar Genel Müdürlüğü kira süresi dolmak üzereyken Adalar Belediyesi'ne bir yazı yazıyor. Bu yazıda, yeni kira bedelinin %25 artışla devam edeceğini ve Adalar Belediyesinin kiracı olarak bu alanı kullanmaya devam edip etmeyeceğini soruyor. Adalar Belediyesi ise bu yazıya hiçbir cevap vermiyor ve yazıyı kimse umursamıyor. Belediye artık o kadar başı boş kalmış durumda ki bu yazı diğer evraklar gibi bir köşeye atılıyor. Yasal süresi içerisinde Adalar Belediyesinden cevap alamayan Vakıflar Genel Müdürlüğü ise doğal olarak bahse konu bu alanı ihaleye çıkartıyor. Yani Adalar Belediyesi aylık 3.000 TL'lik maliyeti olan ve Plaj olarak kullandığı alanı göz göre göre elinden kaçırıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğünün yazısına cevap vermeyen Adalar Belediyesi yerin ihaleye çıktığını öğrenince apar topar Vakıflar Genel Müdürlüğüne yazı yazarak kiracı olarak devam edeceklerini yazıyor. Ancak iş işten çoktan geçmiş ve ihale süreci başlatılmış olduğu için Vakıflar Genel Müdürlüğü ihaleyi iptal etme gibi bir durumun olamayacağını dolayısıyla Adalar Belediyesinin ancak ihaleye katılarak bu yeri tekrar alabileceğini bildiriyorlar.

İhaleye son anda katılan Adalar Belediyesi İşletmesi 3.000 TL ile başlayan ihaleyi aylık 191.000 TL + KDV karşılığında kazanıyor. Düşünebiliyor musunuz normalde aylık 4.000 TL (zamlı hali)  gibi bir bedelle kiralayarak elinizde tutabileceğiniz bir yeri Vakıflar Genel Müdürlüğünden gelen yazıya cevap vermeyerek aylık 191.000 TL + KDV'ye yani yıllık 2.292.000 TL + KDV'ye yeniden kiralıyorsunuz. Yıllık 48.000 TL + KDV nerede yıllık 2.292.000 TL + KDV nerede? Aradaki fark 2.244.000 TL + KDV ve bu para resmen kamu zararıdır. Bir evrağa cevap veremeyecek kadar aciz davranıp sonrasında böyle bir borç yükünün altına girmek tam bir sorumsuzluk ve kamunun parasını sorumsuzca heba etmektir. Üstelik bu ilk değil daha önce de benzer usülsüzlüklerin yapıldığı haber yapılmıştı. (https://www.tekhabergazetesi.com/m-haber-7111.html)

Peki şu an hala açılmamış ve pislik içerisinde olan bu plajdan en fazla 2,5 aylık deniz sezonunda bu parayı çıkarmak mümkün mü? Üstelik bu ihale bedeline personel giderleri ve diğer masraflar da dahil değil. Bahse konu plajın bu parayı kazanması ve kendisini amorti etmesi mümkün değil yani Adalar Belediyesi şimdiden çok büyük bir kamu zararına sebep olmuş durumda.

Bir diğer husus ise bu plajın henüz plaj ruhsatı yok ve sadece büfe ruhsatı var yani siz buraya girişlerde insanlardan plaja giriş parası da alamazsınız. Bu kanunen suçtur.  Tıpkı bisiklet ve akülü araç plakaları için tescil adı altında yıllarca alınan haraç gibi. Gel gelelim geçen yıllara ait videolarda plajın kapısından girenlerden plaj giriş ücreti alındığı da görülüyor. Hatta bu konu daha önce de müfetriş raporlarına yansımıştı.

Peki skandallar bitti mi? Elbette hayır. Adalar Belediyesi işletmesi Vakıflar Genel Müdürlüğünden 65/4 parseli kiralamış olmasına rağmen kendisine ait olmayan 65/5 parsele de adeta çökmüş durumda ve şimdiden her iki parsele demir kazıklar çakıldı. Bir belediyenin bu kadar usulsüzlüğü göz göre ve peş peşe yapması akıl alacak bir iş değildir.

Skandallar bununla bitiyor mu? Maalesef bitmiyor. Adalar Belediyesi işletmesi özel statüde bir işletme olup 696 numaralı KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile statüsü sınırlı bir işletme niteliğine girmektedir. Bu kanun hükmünde kararname incelendiğinde Adalar Belediyesi işletmesinin Taşeron Yasası olarak bilinen yasa ile personel ihtiyaçlarının aracı firmalar üzerinden değil doğrudan kendileri üzerinden işe alınabilmesi ve taşeron firmalara ek ücretler ödenmesinden kurtulmak suretiyle kamunun kar etmesi ve yine taşeron çalışanların ise özel bir kadro statüsüne geçmesini sağladığı görülüyor. Yani bu özel statüdeki işletmeler sadece kamu kurumunun personel ihtiyacının karşılanması amacıyla faaliyet göstermektedirler. Bu statüdeki işletmeler ihalelere katılamazlar.

Peki Adalar Belediyesi nasıl oluyorda bu statüdeki bir işletme üzerinden KHK'ya rağmen ihalelere girip hem plaj hem de umumi tuvalet işlerini alabiliyor. Bu konuda yaptığımız araştırmalarda ve görüştüğümüz bir yetkiliden edindiğimiz bilgilere göre Adalar Belediyesi işletmesinin ticaret odası üzerinden statü değişikliği yapılarak ve KHK'yı devre dışı bırakabileceğini düşünerek yanlış bir uygulama ile suç işlediği iddialarıyla karşılaştık.

Sonuç olarak tüm bu olayları özetlersek;

1) Yıllık yaklaşık 48.000 TL'ye kiralanabilecek bir yerin 2.292.000 TL + KDV gibi astronomik bir rakama kiralandığını,

2) Kiralama tutarı + personel maliyeti + diğer giderler toplandığında ortaya çıkan bu astronomik rakamın 2,5 ay gibi bir sürede kendisini amorti etmesinin mümkün olmadığı ve çok ciddi bir kamu zararına sebep olunduğu,

3) Kiralanan yer dışında kendilerine ait olmayan başka bir parsele adeta çöküldüğü ve kendilerine ait olmayan alana demir kazıklar çaktığı,

4) Plaj ruhsatı olmayan yerin büfe ruhsatıyla insanlardan Plaj giriş ücreti tahsil etmesinin kanunen suç oluşturacağı,

5) Kanun Hükmünde Kararnameye rağmen Adalar Belediyesi İşletmesinin statüsünün değiştirildiği ve ihaleye giremeyecek olan bu şirketin ihalelere sokulduğu,

görülmektedir.

Peki bu sorumsuzluğun ve hukuksuzluğun sorumlusu kimdir?

İhalede bu denli astronomik fiyata çıkarak bu rakamın karşılanmasının mümkün olmadığının net bir şekilde görülmesine rağmen aleni şekilde kamu zararına sebep olan şirket yetkilisi kimdir?

İhaleye giremeyecek olan şirkete statü değişikliği yapıp ihaleye sokan kimdir?

Oluşan kamu zararının ilgili kişilere rücu ettirileceği ve ayrıca haklarında yasal işlem başlatılması gerektiği bilinmiyor mu?

Maalesef istemeyerek te olsa böyle can sıkıcı bir haberi Adalıları aydınlatmak için yayınladığımız bu gün aynı zamanda Kurban Bayramı. Bu vesileyle tüm Adalıların Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlar, nice sağlıklı ve huzurlu bayramlar dilerim.

Serkan GÜNGÖR