ALGI YÖNETMEYİN, İŞİNİZİ YAPIN!

Gündem 14.07.2022 - 14:28, Güncelleme: 18.07.2022 - 17:27 4986+ kez okundu.
 

ALGI YÖNETMEYİN, İŞİNİZİ YAPIN!

İstanbul'da yaşanan sel ve su taşkınları olayı hala gündemdeki yerini koruyor ancak gündem olan kısım maalesef halkın uğradığı zarar ve mağduriyet değil.
İstanbul'da yaşanan sel ve su taşkınları olayı hala gündemdeki yerini koruyor ancak gündem olan kısım maalesef halkın uğradığı zarar ve mağduriyet değil. Gündem olan kısım İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yine tatilde olması ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ise sözde Hacca gidecekken çizmelerini giyip İstanbul'lulara poz vermesi. İşte bütün tartışlılan konu bu iki kişinin yaptıklarından ve yapmadıklarından ibaret. Mağduriyet yaşayanları ise hatırlayan yok. Bu iş "Ben tatildeyim ama internetten koordine oldum, an be an takip ettim, gerekli talimatları verdim" vs. ile de olmaz tüm evi mahvolmuş insana 3.000 TL para yardımı yapmakla da olmaz.   Birçok CHP'li buna kızacaktır ama Ekrem İmamoğlu bu konuda haksız ve kendisini savunabileceği en ufak bir mazereti dahi yok. Bu yağışın geleceği 10 gün öncesinden belliyken ve size de yazılı olarak bildirilmişken Türkiye'nin metropolü ve vitrin yüzü olan İstanbul'u bırakıp tatile gidemezsiniz. Hadi gittiniz diyelim, olay başladığı anda geri dönmeliydiniz. Siz çok uzun yıllar sonra CHP sayesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmuş biri olarak CHP'nin de bir sonraki seçimlerde zor duruma düşmesine sebep olacak şeyler yapamazsınız. Sanırım bu konuda CHP yönetimi de artık Ekrem İmamoğlu'na "Tatilden dön yoksa biz seni siyaseten ömür boyu tatile göndereceğiz" diyecektir. Daha önce de haber ve paylaşımlarımda ifade ettiğim gibi maalesef Ekrem İmamoğlu beklentilerin çok altında kaldı ve artık CHP'nin İstanbul'da oy kaybetmesine sebep olmaya başladı.   Gelelim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu cephesine. Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu'nun yanlışlarını çok güzel kullanabilen bir insan. İnsanlar üzerinde algı yaratma konusunda da kendisini çok iddialı görüyor ancak belli bir kesim haricinde bu algı yönetimine kapılan pek olmuyor. Süleyman Soylu'nun tam Hacca gidecekken vazgeçip İstanbul'a gelmesi ve dizlerine kadar ıslak kot pantolon ve meşhur çizmelerini giyerek kamera karşısına geçmesi de bana çok yapmacık, gereksiz ve planlanmış bir durum gibi geliyor. Yeri geldiğinde günde 9-10 defa elbise değiştirebilen Süleyman Soylu'nun basın karşısına çıkacakken çizmesini değiştirmemesi sadece bir mizansendir. Bunun başka bir izahı da kesinlikle olamaz. Aynı anda yandaş gazetecilerin de "Sayın Bakanımız Hacca gidecekti ama İstanbul'a yardım edebilmek için Hac'dan vazgeçti..." gibi haber ve açıklamalarla bu algı yaratma çabasına ortak olmaları çok acı.   Bu olayda her iki tarafta haksız ve her iki tarafta sadece kendi siyasi geleceklerine yönelik adımlar atıyorlar. Mağdur olanlar ise ikisinin de umurunda değil. Bu olaydan her iki partinin de ders çıkarması gerekiyor. CHP, Ekrem İmamoğlu'nun sorumsuzca davranışlarının ve yetmezmiş gibi dalga geçer tarzdaki açıklamalarının kendilerine zarar verdiğini ve Ekrem İmamoğlu'nun her yanlışının Ak Parti tarafından çok güzel kullanılarak bir algı operasyonu yapılmaya çalışıldığını görmelidir ve gerekeni yapmalıdır. Ak Parti tarafı ise Süleyman Soylu'nun bu ucuz siyasi gösterilerinin insanlara gerçeklikten uzak ve itici geldiğini görmeli ve gereğini yapmalıdır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı böyle çizmelerle basın karşısına çıkarken ve çizmelerini neredeyse kameramanların ağzına sokacak gibi gösterirken kaç defa gördünüz? Ben söyleyeyim; hiçbir zaman göremezsiniz. Dolayısıyla Süleyman Soylu'nun popülerlik mücadelesi de Ak Parti'ye zarar vermektedir.   Diğer siyasi partilere gelince, onlar zaten sahada yoklar ve tüm süreci Twitter üzerinden takip edip yine üç, beş Tweet atarak yönetiyorlar. Sel mağdurları da bu twitter partilerine cevaplarını seçim zamanında oy olarak değil tweet atarak vereceklerdir.   Aslında insanların böyle olaylarda beklentileri çok basit ve net. Devletin tüm ilgili kurumları siyasi partileri ne olursa olsun birlikte organize olarak mağdurlara yardım etsinler. Beklenti bu kadar net ama gel gelelim siyasiler bunu anlayamayacak kadar birbirlerine düşman kesilmişler. Yazık hem de çok yazık. Olan hep mağdur vatandaşa oluyor.   Serkan GÜNGÖR
İstanbul'da yaşanan sel ve su taşkınları olayı hala gündemdeki yerini koruyor ancak gündem olan kısım maalesef halkın uğradığı zarar ve mağduriyet değil.
İstanbul'da yaşanan sel ve su taşkınları olayı hala gündemdeki yerini koruyor ancak gündem olan kısım maalesef halkın uğradığı zarar ve mağduriyet değil. Gündem olan kısım İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yine tatilde olması ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ise sözde Hacca gidecekken çizmelerini giyip İstanbul'lulara poz vermesi. İşte bütün tartışlılan konu bu iki kişinin yaptıklarından ve yapmadıklarından ibaret. Mağduriyet yaşayanları ise hatırlayan yok. Bu iş "Ben tatildeyim ama internetten koordine oldum, an be an takip ettim, gerekli talimatları verdim" vs. ile de olmaz tüm evi mahvolmuş insana 3.000 TL para yardımı yapmakla da olmaz.
 
Birçok CHP'li buna kızacaktır ama Ekrem İmamoğlu bu konuda haksız ve kendisini savunabileceği en ufak bir mazereti dahi yok. Bu yağışın geleceği 10 gün öncesinden belliyken ve size de yazılı olarak bildirilmişken Türkiye'nin metropolü ve vitrin yüzü olan İstanbul'u bırakıp tatile gidemezsiniz. Hadi gittiniz diyelim, olay başladığı anda geri dönmeliydiniz. Siz çok uzun yıllar sonra CHP sayesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmuş biri olarak CHP'nin de bir sonraki seçimlerde zor duruma düşmesine sebep olacak şeyler yapamazsınız. Sanırım bu konuda CHP yönetimi de artık Ekrem İmamoğlu'na "Tatilden dön yoksa biz seni siyaseten ömür boyu tatile göndereceğiz" diyecektir. Daha önce de haber ve paylaşımlarımda ifade ettiğim gibi maalesef Ekrem İmamoğlu beklentilerin çok altında kaldı ve artık CHP'nin İstanbul'da oy kaybetmesine sebep olmaya başladı.
 
Gelelim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu cephesine. Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu'nun yanlışlarını çok güzel kullanabilen bir insan. İnsanlar üzerinde algı yaratma konusunda da kendisini çok iddialı görüyor ancak belli bir kesim haricinde bu algı yönetimine kapılan pek olmuyor. Süleyman Soylu'nun tam Hacca gidecekken vazgeçip İstanbul'a gelmesi ve dizlerine kadar ıslak kot pantolon ve meşhur çizmelerini giyerek kamera karşısına geçmesi de bana çok yapmacık, gereksiz ve planlanmış bir durum gibi geliyor. Yeri geldiğinde günde 9-10 defa elbise değiştirebilen Süleyman Soylu'nun basın karşısına çıkacakken çizmesini değiştirmemesi sadece bir mizansendir. Bunun başka bir izahı da kesinlikle olamaz. Aynı anda yandaş gazetecilerin de "Sayın Bakanımız Hacca gidecekti ama İstanbul'a yardım edebilmek için Hac'dan vazgeçti..." gibi haber ve açıklamalarla bu algı yaratma çabasına ortak olmaları çok acı.
 
Bu olayda her iki tarafta haksız ve her iki tarafta sadece kendi siyasi geleceklerine yönelik adımlar atıyorlar. Mağdur olanlar ise ikisinin de umurunda değil. Bu olaydan her iki partinin de ders çıkarması gerekiyor. CHP, Ekrem İmamoğlu'nun sorumsuzca davranışlarının ve yetmezmiş gibi dalga geçer tarzdaki açıklamalarının kendilerine zarar verdiğini ve Ekrem İmamoğlu'nun her yanlışının Ak Parti tarafından çok güzel kullanılarak bir algı operasyonu yapılmaya çalışıldığını görmelidir ve gerekeni yapmalıdır. Ak Parti tarafı ise Süleyman Soylu'nun bu ucuz siyasi gösterilerinin insanlara gerçeklikten uzak ve itici geldiğini görmeli ve gereğini yapmalıdır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı böyle çizmelerle basın karşısına çıkarken ve çizmelerini neredeyse kameramanların ağzına sokacak gibi gösterirken kaç defa gördünüz? Ben söyleyeyim; hiçbir zaman göremezsiniz. Dolayısıyla Süleyman Soylu'nun popülerlik mücadelesi de Ak Parti'ye zarar vermektedir.
 
Diğer siyasi partilere gelince, onlar zaten sahada yoklar ve tüm süreci Twitter üzerinden takip edip yine üç, beş Tweet atarak yönetiyorlar. Sel mağdurları da bu twitter partilerine cevaplarını seçim zamanında oy olarak değil tweet atarak vereceklerdir.
 
Aslında insanların böyle olaylarda beklentileri çok basit ve net. Devletin tüm ilgili kurumları siyasi partileri ne olursa olsun birlikte organize olarak mağdurlara yardım etsinler. Beklenti bu kadar net ama gel gelelim siyasiler bunu anlayamayacak kadar birbirlerine düşman kesilmişler. Yazık hem de çok yazık. Olan hep mağdur vatandaşa oluyor.
 
Serkan GÜNGÖR
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetesondakika.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.